Yarışma

Tebrikler! iki elemeyi de geçtiniz, programdan aradılar! Jokerlerinizin iletişim bilgilerini ve fotoğraflarını göndermenizi istiyorlar, çok yakın bir günde çekim için stüdyoya çağırıyorlar. Sizinle gelecek yakınlarınızın isimlerini vereceksiniz, ve çekim için üç kıyafet seçip geleceksiniz.Kıyafetleriniz kareli, çizgili ve beyaz olmayacak. Yok canım, tabii ki canlı yayın değil!

Yakınlarınızla beraber stüdyoya geliyor ve cep telefonunuzu kapıya bırakıyorsunuz. Saçla makyajla önceden boş yere uğraşmayın onlar stüdyoda yapılıyor. Çekimin olduğu gün diğer yarışmacılarla beraber stüdyoya alınacaksınız ve getirdiğiniz kıyafetlere bakılacak. Hangisinin seçileceğine yapım ekibinin görevlisi, sizin görüşünüzü alarak karar veriyor. Yönetmen

Hiç şüpheniz olmasın ki iyi yarışmanızı yapımcılar da istiyor. Tüm çabaları, kendini izlettirecek, üstüne konuşulacak bir yarışmacı çıkarmak için. Herkesin ilk sorularda elenmesi gayet sıkıcı olurdu… Size yarışma formatını, kuralları bir kere de burada anlatacaklar. Sormak istediklerinizi sorun. Mesela şarkılı soruda telefon jokeri kullandığınızda aradığınız kişi sesi nereden duyuyor, iyi duyuyor mu? (Duyuyormuş, o da banttan dinliyormuş, stüdyodan değilmiş). Telefon bağlantısında problem yok değil mi? (Yok dediler ama burada bazılarımızın jokerleri sesi iyi alamadığını söyledi sonradan). Jokerleri iyice anlatıyorlar ve taktikler veriyorlar size.

Yarışma günü yapım ekibinin verdiği taktikler şöyle;

* seyircilerin soruyu doğru bilme oranı, %72. az bir yüzde değil, ama yanlış bildikleri %28’i yabana atmayın. Seyirciler sizin yakınlarınızdan ve stüdyoya çağrılan sıradan insanlardan oluşuyor. Bu insanlar genel konuları doğru bilme ihtimali yüksek, ama daha ileriki sorularda, özellikle baraj sorusundan sonra, onların da bilme ihtimali azalacak. Seyirciye sorma jokerinin, ilk kullanacağınız joker olması yerinde olur (genellikle). Seyirciye soracaksanız, soru üzerine düşüncelerinizi söylemeniz yönlendirici olabilir, soruyu onlara sormadan önce soru üstüne yorum yapmayın.

* Çift cevap jokerini kullanmaya karar verirseniz, bu jokeri kullandıktan sonra çekilemezsiniz. Verdiğiniz iki cevap da yanlışsa kaybettiniz demektir.

* yüzde 50 jokeri ile çift cevap jokerini birlikte kullanarak, hiç bilmediğiniz bir soruyu doğru cevaplayabiliyorsunuz. Bunları sonlara saklamaya çalışın.

* Telefon jokeri kullanırken soruyu siz okuyacaksınız. Soru ve cevap seçeneklerini tane tane, ama zaman kaybetmeden okuyun (bunları okuduğunuz süre de 30 saniyenizden eksiliyor)

ve diğer kurallar:

* yakınlarınız sizin arkanızda oturacak. siz çağrılmadan önce onların yeri de, yarışmacı koltuğunun arkasına gelecek şekilde değiştirilecek. Program sırasında kesinlikle dönüp yakınlarınıza bakmayın.

* kısık sesle konuşmayın, sesiniz duyulsun.

Ardından, her bir yarışmacıyla yarışmanın bütün özelliklerini kullanacağı bir deneme yapılıyor. Yapım ekibinden biri Kenan Işık rolünde karşınızda soruları okuyor. Sesinizi nasıl kullandığınıza bakıp sizi yönlendiriyorlar. Bu sırada tüm jokerleri nasıl kullanacağınızın provasını yapıyorsunuz, sesli soru salonda nasıl duyuluyor, telefonda soruyu nasıl soracaksınız, seyircilere nasıl karşılık veriyorsunuz, vb. Diğer yarışmacıların provalarını da dikkatle seyredin.

Unutmayın ki, bütün elemeleri geçip yarışmaya çağrılmış da olsanız, bugün, yarın ve gelecek hafta sıra size gelmezse, yarışma şansını kaçırmış olacaksınız. Hangi sırayla kimlerin yarışacağı yarışma günü belirleniyor ve yarışmanın ilerleyişine göre orada şekilleniyor. O günkü çekimde yarışacakların arasında olmayı garantilemek istiyorsanız, provalarda da kamera karşısında nasıl göründüğünüze özen gösterin. İstanbul dışından gelenler için de özellikle önemli bir nokta bu.

Peki yarışmacıların hangi sırayla yarışacağına nasıl karar veriliyor?

Provalar ve kıyafet seçiminin ardından kulise alınıyorsunuz. Kuaför ve makyöz sizi hazırlıyor. Bugün yiyecek içecek ikramı da var. Kuliste bulunduğunuz süre boyunca yapım ekibinden Gülben Kayalı sizinle kalıyor, yarışma üstüne sohbet edebilirsiniz, çok da ilginç oluyor. Gülben Hanımın işi, bizce, hem yarışmacıların heyecandan bayılmamasını sağlamak, hem de çekimlerin yapıldığı stüdyoya filan kaçmasınlar diye başlarında beklemek 🙂 Kenan Işık’ın geldiğini etraftaki hareketlilikten anlarsınız… O da hazırlandıktan sonra, oradaki 15 kadar kişiden 3-4’ünün adı okunuyor ve bunlar yarışmak için stüdyoya götürülüyorlar. Gülben Hanım’ın anlattığına göre, her programın bir “konsept”i var ve o programın yarışmacıları bu konsepte göre belirleniyor. Konseptin ne olduğunu biz çözemedik, çözen varsa yazın bize.

Yine de, kimlerin yarışacağını belirlerken programın tek düze olmamasına dikkat ettiklerini tahmin ediyoruz. Baştan sona hep kadınlar, hep gençler, hep öğrenciler vb olmamasını gözetiyorlardır…

Yarışanlar tekrar kulise dönüyor, kuliste bekleyenler soruyor, kaç para kazandın, nasıldı, ne sordu… 5000’e sevinen, 15.000’e üzülen… Beklerken sıkılacak bir ortam değil 🙂

Günün ilk yarısında yarışsanız da yarışmasanız da akşama kadar buradasınız (siz ve yakınlarınız) öğle yemeği bu sefer şirketten ve bu esnada yakınlarınız ve diğer yarışmacılar ve yakınlarıyla berabersiniz, dedikodu, muhabbet mümkün.

Sıra size gelip 2-3 kişi stüdyoya çağırıldığınızda, seyircilerin oturduğu platformun arkasında bekliyorsunuz önce. Heyecan artıyor tabii. Siz orada otururken adı okunup içeri giren yarışmacıya gelen soruları doğru dürüst duyamıyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz… Platformun diğer köşesinde reji masası var, reji ekibi yarışmayı buradan izliyor. Daha eğlenceli bir yer olsa gerek ama oraya gitmek yasak. İçeri gireceğiniz yerde de ekipten birileri yanınızda. Burada ne kadar bekleyeceksiniz, yine sizden öne yarışanların performansına bağlı. Beklerken stüdyonun pek de temiz olmadığını gördük biz, yerde birkaç ölü hamamböceği bile vardı…

Ve işte adınızı okuyorlar…

İşte sadede geldik nihayet!

En çok korktuğumuz, ilk sorularda elenmekti. Bunca uğraşarak yakaladığınız şansı kaybettiğinize mi üzülürsünüz, elaleme rezil olacağınıza mı?

Sınavlarda da gerilip saçmalayanlardansanız, kenarda köşede kalmış antilkuntil şeyleri bilen ama günlük hayattan genel kültürden bihaber insanlardan mısınız? Öyleyse geçmiş olsun. Bu durumunuzu zamanında değerlendirdiğinizi, yol yakınken dönüp rezil olanlar kervanına katılmadığınızı umuyoruz… Üstüne epey konuştuk bu işin, yarışma sırasında en önemli şeyin kendi kendini iyi tanımak ve kendine güvenmek olduğunu düşünüyoruz ekipçek. Dolayısıyla siz bu paragrafın başındaki gibi biri değilseniz, rahat olabilirsiniz gerçekten. Yarışmada yaşadıklarımız, o gün o anda ne yaptığımızdan ibaret değil, tam tersine şimdiye kadar nasıl birisi olduğumuzla ilgili. Bu birkaç dakikada yaşayacaklarınızı öyle birkaç saat önceden, birkaç gün önceden hazırlık yaparak değiştiremiyorsunuz. Bu sitede yazdıklarımızın bu aşamaya gelmenize bir katkısı oluyorsa seviniriz hakikaten ama, artık çekimdeyseniz, bu sizin hikayeniz…

Risk almayı seven, tahmin yeteneklerine, sezgilerine, aklına güvenen biri misiniz? Yoksa bildiğinden de emin olamayan, kaybetmekten (ve evet aleme rezil olmaktan) korkan, kazanacağı paraya cidden ihtiyacı olan temkinli biri mi? İki yoldan da iyi bir yerlere varabilirsiniz. Artık size vereceğimiz taktik yok, biz yaşadıklarımızı anlatalım, siz kendiniz değerlendirirsiniz…

* Yarışmanın duman duman bir ortamı var, stüdyoya böyle sis spreyi gibi birşeyler sıkıyorlar, öksürtüyor. Kenan Işık tabi sizden daha uzun zaman orda kaldığı için o öksürünce kayıt kesiliyor. Laf aralarına ve soru aralarına denk gelecek şekilde kaydı kesip mikrofonları, duruşunuzu, yakanızı filan düzeltiyorlar. Nefes alma fırsatı 🙂

* Ağzınızdan çıkan her söz yarışmada yayınlanacak diye bir şey yok. Ekranda sıkıcı duracak saçma sapan diyaloglarınız kesilip atılacak. Uzattığınız herhangi bir sohbette, yapım ekibinin yayınlanmaya değer göreceği şeyler sizin düşündüğünüz gibi olmayabilir. Orada söylediklerinizden ve yaptıklarınızdan, üzerine konuşulası bir hikaye çıkarma çabaları devam ediyor. Bu konuda söyleyeceklerimizi ve internette anlatılmış olanları daha sonra derleyip yayınlayacağız…

* İlk sorularda o kadar çok insanın elenmesi salak olmalarından da değil, heyecandan da değil. Hızlı karar vermek gerekiyor. Ya yanlışsa diye düşünüp gerilmektense, “bu, 15 saniyede cevaplanabilecek kadar basit / sade bir soru” diye düşünmüş, bu siteyi yazanlardan biri. Kafası karıştığında durup düşünmek veya konuşmak yerine hemen seyirciye sorma jokerini kullanmaya karar vermiş, bir başkası: bu jokerin size zaman kazandırmak gibi bir ekstra avantajı var.

* 15.000 barajına geldikten sonra, 30.000 liralık soru hakkında hiçbir fikriniz olmasa da, attığınızda kaybedeceğiniz bir şey yok, 15.000 lira zaten cebinizde. Süre sınırından da kurtulunca rahatlıyor aslında insan.

* Kaç para kazanırsak kazanalım, o çekin üstünde 1000 Tl yazıyor. Herhangi bir fotokopicide yapılabilecek uyduruk bir kağıt parçası.

* O koltuğun heyecanı başka mı hakikaten? Yok, değil. İş, kazandığınız meblağ arttıkça kızışıyor, tahmin edeceğiniz üzere. Çünkü kazandığınız miktarı riske atmak daha zor. Karar vermeyi zorlaştıran şey Kenan Işık’ın ya da kameraların karşısında olmak değil, ödülü kaçırmak. Bu paranın zaten “havadan” geldiğini düşünmek, 500 lira da alsam kârdır diyebilmek rahatlatıcı olabiliyor.

* Kenan Işık’ın sizin orada anlayacağınız bir ipucu verme durumu yok. Ama size destek olmak istediğini hissedebilirsiniz. Bu da insana iyi geliyor aslında. Yanıltmaya çalışmıyor bizce.

Var mı başka sorunuz??